abdominal aort anevrizması
Vücuttaki en büyük damar olan aort, doğrudan kalpten geçen ve tüm organlara saf kan taşıyan "ana kan çizgisi" dir. Aorta kalpten çıktıktan sonrara çıkan, dönen ve inen aorta şeklinde göğüste sonra abdominal aorta ası altında karında yer alan bölümlerden oluşur. Bir kişinin boyu ve ağırlığına göre dakikada 3 ila 6-7 litre kan taşır. Bu kan aktarılırken, kalp atışı ve vücut yapısına bağlı olarak (80-140 mmHg ) içinde belirli bir basınç bulunmaktadır. Bu; kan basıncı olarak tanımlanmaktadır. Aort vücutta çeşitli nedenlerle sessizce büyüyebilmektedir. Erken tespit edilmelidir.
Anevrizma; Beyin, kalp, boyun, dalak, diz arkası ve vücudun diğer bölümleri deki atardamarlarda da oluşabilmektedir. Anevrizma beyinde patlarsa, ölüme ve felce neden olabilmektedir.
Anevrizma tanısı konulduktan sonra genellikle girişimle veya ameliyatla başarılı bir şekilde tedavi etmek mümkündür. Aort anevrizması teşhisi konduğunda, takip sırasında kalp atış hızını ve kan basıncını düşüren ve patlama riskini azaltan ilaçlar kullanılmaktadır. Büyük bir aort anevrizması tanısı konduğunda aortun etkilenen kısmını değiştirmek için genellikle cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir. Sonuçlar genellikle olumlu olmaktadır.
• Ateroskleroz (ateroskleroz veya bozulma) nedeniyle oluşabilmektedir. Ateroskleroz geliştikçe, arter duvarları kalınlaşır, hasar görür ve normal iç yapısı bozulur. Arterin bu hasarlı kısmı, içindeki kan basıncı altında gerilebilmekte veya şişebilmektedir. Böylece, anevrizma oluşmaktadır.
• Arterlerde sürekli yüksek kan basıncı olması nedeniyle anevrizma da görülebilmektedir.
• Göğüs yaralanması (örneğin araba kazası) anevrizmaya neden olabilmektedir.
• Nadir durumlarda, tedavi edilmemiş sifiliz (cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon) gibi enfeksiyonlar yada Behçet hastalığı gibi bazı hastalıklar da aort anevrizmasına neden olabilmektedir.
Erkeklerde kadınlardan 5-10 kat daha fazla AAA (abdominal aort anevrizması, en yaygın anevrizma türü) riski vardır. AAA riski yaşla birlikte artar ve en sık 60-80 yaşları arasındaki kişilerde görülmektedir. Gövdenin dışındaki periferik anevrizmalar 60-80 yaş arası insanlarda daha yaygındır. Anevrizma oluşumu için başlıca risk faktörleri:
• Ateroskleroz (arterlerde yağ birikmesi)
• Sigara (sigara içenler için 8 kat daha yüksek risk)
• Fazla kilo veya obezite • Aort anevrizması, kalp hastalığı veya diğer arteriyel hastalıkların aile öyküsü
• Aort duvarını zayıflatan bazı hastalıklar (Marfan sendromu, tedavi edilmeyen sifiliz, tüberküloz)
• Trafik kazası sırasında göğüs zarı gibi yaralanmalar
• 35-60 yaş arası ciddi ve kalıcı yüksek tansiyon. (Kontrolsüz basınç tehlikelidir.)
• Kokain gibi uyarıcıların kullanımı anevrizmayı tetikleyebilir.
Bir anevrizmanın belirti ve semptomları anevrizmanın tipine, konumuna ve vücuttaki diğer yapılarla ilişkili olup olmamasına bağlıdır. Anevrizmalar yıllar içinde herhangi bir şikayet olmadan oluşabilmekte ve büyümektedir. Yıllar boyunca yavaş büyürler ve çoğu kez patlayana kadar hiçbir şikayete neden olmamaktadır. Bazen muayene sırasında hastanın karnında nabızla atan bir kitle şeklinde hissedilebilirler. Bir şikayete neden olurlarsa, sırt veya karın bölgesinde şiddetli bir batar tarzda ağrı, birkaç saat veya gün boyunca karın bölgesinde kalıcı künt vasıfta ağrı, bacaklarda soğutma veya uyuşma olmaktadır. Abdominal aort anevrizması patlarsa, semptomlar alt karın veya sırtta ani ve şiddetli ağrı, mide bulantısı ve kusma, cildin terlemesi, baş dönmesi ve hızla yükselen kalp atışları ile birlikte halsizlik ve bayılma oluşur. Patlamış bir AAA'nın neden olduğu iç kanama hastayı şoka sokabilir.
Torasik (torasik) aort anevrizması genişleyen veya patlayana kadar şikayetlere neden olmayabilir. Şikayetler ortaya çıktığında çene, boyun, sırt veya göğüste ağrı veya öksürük, ses kısıklığı veya nefes darlığı görülür Periferik anevrizmaların şikayetleri, boyun, kol veya bacakta titreşimli bir kitle, kol veya bacakta ağrı ve egzersiz sırasında kramplar şeklinde ağrılarla kendini göstermektedir.
Aort anevrizması, tedavi süresi ve tedavi yöntemi açısından anevrizmanın bulunduğu yere göre değişiklik gösterir. Eğer aortu göğüste ve karındayer alan bölümlerini ele alırsak tedavi gerektiren durumları şu şekilde özetleyebiliriz:
• Oluşan aort 5.5 cm çapa ulaştı ise,
• Çıkan aortun son 6 ayda 5 mmden fazla genişlemiş ise,
• Çıkan aort 5 cm çapında ve değişken hipertansiyon varsa,
• İnen aortun 6 cm çapında olması veya son 6 ayda 5 mm den fazla genişlemesi durumunda
• Son 6 ayda karın aortunun çapının 5,5 cm veya 5 mm den fazla genişlemesi söz konusuysa,
Tüm anevrizmalarda kanama şüphesi varsa aort anevrizmaları cerrahi olarak veya endovasküler olarak tedavi edilmelidir (EVAR, TEVAR). Bu ikinci yönteme genellikle “kapalı yöntem” denir.