Abdominal Aorta Anevrizmaları
Anevrizma damarların kalıcı olarak genişlemesi veya balonlaşmasıdır. Tanım olarak damarın normal çapının yarısından daha fazla genişlemesi anevrizma olarak ifade edilir. Anevrizma en sık vücudun en büyük atardamarı olan aortada gelişir. Anevrizmada genelde damarın yapısındaki bütün katmanlarla beraber genişleme söz konusudur. Damarı oluşturan katmanlardan bazılarının anevrizma gelişimine katılmadan oluşan anevrizmalar yalancı (pseudo anevrizmalar) olarak ifade edilir ve daha çok önceki ameliyatlar yada yaralanmalar sonucunda gelişir. Anevrizma zamanla daha da genişler ve tedavi edilmediği takdirde patlar ve çoğunlukla ölüme neden olur. Bir anevrizma ne kadar büyükse patlama riskide o kadar fazladır. Anevrizmadan ölüm toplumda ölüm nedenleri arasında 13. sıradadır.
Anevrizma için bazı kişiler risk altındadır. Bunlar.
- Altmış yaşın üzerindeki kişiler,
- Ailede yada akrabalarda anevrizması olanlar,
- Sigara kullananlar,
- Bacaklarda damar hastalığı olanlar,
- Yüksek kan basıncı olanlar,
- Genetik bazı hastalıklar (Marfan sendromu, v.b.)
- Çeşitli inflamatuvar hastalıklar (Behçet hastalığı, v.b.)
Yaş ilerledikçe anevrizma riski artar. Anevrizma ayrıca erkelerde daha sık görülür.
Anevrizmanın nedeni:
Belirtileri:
Rüptür ani bir iç kanamaya yol açarak sıklıkla ölüme neden olur. Daha önce anevrizması olduğu bilinen yada bilinmeyen bir kişi ani gelişen şiddetli bel ve karın ağrısı ile beraber bayılma, tansiyon yüksekliği yada düşüklüğü durumunda rüptür akla gelmeli ve hemen hastaneye başvurulmalıdır.
Tanı:
Anevrizma erkenden teşhis edildiğinde kalıcı tedavisi mümkündür. Ancak genelde anevrizmalar pek fazla şikayete neden olmadığı için çoğu kez yapılan incelemelerde tesadüfen saptanır. Anevrizmaların önemli bir kısmı doktor muayenesi ile belirlenebilir. Ancak anevrizma tanısında en basit yöntem ultrasonografidir. Ultrasonografi anevrizmaların tanısında basit, hızlı, ucuz ve güvenilir bir yöntemdir. Ultrasonografi ayrıca toplumda anevrizmalar için çok iyi bir tarama aracıdır. Altmış beş yaşın üzerindeki bütün erkeklerin hayatlarında en az bir kez ultrasonografi ile anevrizma yönünden değerlendirilmeleri gereklidir.
Anevrizma tanısında özellikle tedaviyi planlamak için başka yöntemlerde kullanılmaktadır. Bunlar bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve anjiografidir.
Tedavi:
- Anevrizmanın çapı
- Hastanın yaşı, genel sağlık durumu
- Anevrizma belirtileri ve hastanın şikayetleri
- İlaçlara, tedavilere ve girişimlere hastanın toleransı
- Hastalığın seyrine ait beklentiler
- Hastanın tercihi
Anevrizmanın tedavisi yukarıdaki faktörler göz önüne alınarak aşağıdaki tedavi yöntemlerinden hasta için uygun olanları seçilir:
- Anevrizmanın aralıklı olarak ultrason ile çap ve büyüme hızı yönünden izlenmesi
- Anevrizmanın büyümesine katkı sağlayan risk faktörlerinin kontrolü: Örneğin sigaranın bırakılması, kilo vermek, gıdada yağ alımını kısmak ve varsa seker hastalığının control altına almak gibi.
- İlaçlar ile risk faktörlerinin (kolesterol, hipertansiyon) tedavisi
- Anevrizmanın onarımı (açık yada kapalı ameliyat)
Anevrizmanın çapı tedavinin zamanlamasını belirleyen en önemli faktör olup, anevrizma büyüdükçe rüptür riski artar. Bu nedenle 5.5 cm den küçük anevrizması olup ta şikayetli olmayan hastalarda ameliyat gerekmezken, anevrizmanın en geniş çapı 5.5 cm yi aştığında (yaklaşık iri bir limon kadar) artık ameliyat gereklidir. Daha küçük anevrizmalar ağrı yapıyorsa yada aralıklı yapılan ölçümlerde anevrizma hızlı büyüyorsa ameliyat gerekebilir.
Bu nedenle 5-5.5 cm den küçük ve şikayet yapmayan anevrizması olan kişiler altı ayda bir ultrasonografi yada bilgisayarlı tomografi ile anevrizmanın çapı ölçülerek takip edilirler. Takip süresince sigarayı bırakmaları ve yüksek tansiyonun tedavisi anevrizmanın büyüme hızını düşürebilir.
Endovasküler tedavi (EVAR): Daha az rahatsızlık verebilecek bir başka tedavi yöntemi ise özel bazı kateterler ile damarın içine girilip, anevrizmanın olduğu damar bölümüne içerden suni damarın yerleştirilmesidir. Endovasküler (damar içinden) anevrizma onarımı olarak bilinen bu yöntem yaklaşık 20 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu yöntemde karından kesi yapılmayıp, sadece kasıklardan yapılan küçük kesiler aracılığı ile röntgen altında işlem gerçekleştirilir.
Anevrizmanın olduğu yere getirilen suni damar şişirilir ve dikiş yerine içerden özel kancalar ile damar tutturulur. Hastalar işlem sonrası hastanede bir iki gün yatıp taburcu edilirler. Bu yöntem anevrizmalı hastaların büyük bir çoğunluğu için uygundur. Anevrizmanın içine suni damar yerleştirildikten sonra anevrizma büyümeye devam edebilir hatta rüptüre olabilir. Bu yüzden hastaların işlem sonrası aralıklı olarak bilgisayarlı tomografi veya renkli Doppler ultrasonografi ile takibi gereklidir. Bu açıdan bu yöntem açık ameliyat yönteminin tersine anevrizmayı her zaman kalıcı olarak tedavi etmez.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Torasik (Göğüs) Aorta Anevrizmaları
Aorta vücudun en büyük atar damarı olup, kalpten bütün dokulara kanı taşır. Aortanın göğüs kafesinin içinde yer alan bölümü torasik aorta, karında yer alan bölümü ise abdominal aorta olarak isimlendirilir.
Devamını OkuŞeker Hastalığı ve Vücuttaki Etkileri
Diyabet ya da halk arasında yaygın adıyla şeker hastalığı, vücutta hem kısa vadede hem de zamanla ciddi anlamda olumsuz etkilere sebep olmaktadır.
Devamını OkuBarsak Damarlarının Hastalıkları
Tıkanma tipine (daralma veya tamamen tıkanma), sıklığına (akut veya kronik) ve tıkanmış bağırsak damarlarının sayısına bağlı olarak, hastanın şikayetleri farklılık gösterebilir.
Devamını Oku