Damar Hastalıklarında Erken Tanı
Önemli damar hastalıklarının ileri evrelere ulaşmadan erkenden belirlenmesi hayat kurtarıcıdır. Bu nedenle damar hastalığı riski bulunan kişilerin tarama programları ile damar hastalıkları açısından kontrolden (check-up) geçirilmeleri önemlidir. Aşağıda önemli damar hastalıklarına ait erken tanı programları yer almaktadır.
Karotis damarları (şahdamar) beyine kan taşıyan en önemli damarlardır. Sıklıkla şahdamarında ateroskleroz oluşur ve bu durum beyine pıhtı atması sonucu gelişen inmenin (stroke) en önemli sebeplerinden birisidir. Şahdamarı hastalığını ileri evrelere ulaşmadan belirlemek inme oluşumunu engellemede en önemli basamaklardan birisidir.
Şahdamar hastalığı riski ateroskleroz riski arttıkça artar. Aynı şekilde koroner (kalp) damar hastalığı veya bacak damar hastalığı olan kişilerde şahdamarı hastalığı riskide yüksektir. Belli başlı risk faktörleri:
Şahdamar hastalığı olma olasılığı yüksek olan kişilerde birkaç yılda bir şahdamar için renkli Doppler ultrasonografi yapılmalıdır.
Damarların balonlaşması anlamına gelen anevrizma en sık vücudun en büyük atardamarı olan aortada gelişir. Anevrizma zamanla daha da genişler ve tedavi edilmediği takdirde patlar ve çoğunlukla ölüme neden olur. Çoğu kez anevrizmalar bir şikayete neden olmaz ve tesadüfen başka nedenlerle yapılan incelemelerde fark edilir Anevrizma erkenden teşhis edildiğinde kalıcı tedavisi mümkündür.
Yaş ilerledikçe anevrizma riski artar. Anevrizma ayrıca erkelerde daha sık görülür.
Ultrasonografi anevrizmaların erken tanısı için çok iyi bir tarama aracıdır. Altmış beş yaşın üzerindeki özellikle sigara kullanmış erkeklerin ama hayatlarında en az bir kez ultrasonografi ile anevrizma yönünden değerlendirilmeleri gereklidir. Anevrizmanın erken tanısı hayat kurtarıcı olmanın yanında, sağlık harcamaları açısında da büyük tasarruf sağlar.
Bacakların atardamarların daralması veya tıkanması en sık ateroskleroz yani damar sertliği nedeni ile oluşur. Hastarda en yaygın şikayet yol yürümekle baldırlara, uyluk çevresindeki ve kalçadaki adalelere gelen ve genellikle kramp şeklinde olan kladikasyo olarak isimlendirilen ağrıdır. Zamanla ağrı artık istirahatta bile ortaya çıkmaya başlar. Bir diğer önemli belirti ise ayakta ve parmaklarda iyileşmeyen yaralar ve gangrendir.
Bacak atardamarlarında tıkanıklık olan hastaların çoğunda aşağındaki risk faktörlerinden bir yada birden fazlası bulunur:
Yürümekle gelen ağrısı olan yada bacaklarında istirahat halinde bile ağrısı olan veya ayakta ve parmaklarda iyileşmeyen yaralar ve gangrenler olan hastaların bir damar cerrahına başvurmaları gereklidir. Erken tanıdaki en iyi yöntem Ayak bileği-Kol basınç indeksi (ABI) ölçülmesidir.
Derin ven trombozu bacaktaki toplardamarlarda pıhtı oluşmasıdır. Oluşan pıhtının bacak toplar damarlarını tıkanması sonucu bacakta şişlik, ağrı ve yürüyememe şikayeti oluşurken, pıhtının bulunduğu yerden kopup akciğer gitmesi ile akciğer embolisi olarak isimlendirilen nefes darlığı, öksürük ve göğüs ağrısı ile karakterize olan ve bazen ölümcül olabilen bir durum gelişebilir. Derin ven trombozu özellikle bazı durumlarda gelişir ve önlem alındığı taktirde gelişmesi engellenebilir.
DVT nin gelişimine neden olan risk faktörlerini azaltarak hastalığın gelişiminin engellemesi mümkündür. Özellikle büyük cerrahi girişimler veya uzun süreli hastane yatışlarında pıhtılaşmayı engelleyici ilaçların düşük dozda verilmesi, hastaların olabildiğince erken ayağa kalkıp yürümeye başlamaları, ameliyat anında ve sonrasında varis çorapları veya daha da iyisi havalı kompresyon cihazlarını kullanılması DVT gelişimi riskini önemli oranda düşürür. Bunun yanında uzun yolculuklarda aralıklı yapılan bacak egzersizleri ve bol su tüketimi DVT riskini azaltabilir.