Filtre Çıkartılması
Bacakta, kollarda ve karın içindeki toplardamarlarda oluşan pıhtının kan akımının yolunu izleyerek kalbe ve sonrada akciğer damarlarına ulaşması akciğer pıhtı atması olarak bilinir. Bacakta, kollarda ve karın içindeki toplardamarlarda oluşan pıhtı ise derin ven trombozu (DVT) bilinir. Genelde tek başına DVT yaşamı tehdit eden bir sorun değil iken, pıhtının akciğer ulaşması ise bazen ölümcül olabilir. Akciğer damarlarına ulaşan pıhtı akciğer ve kalp dolaşımını bozan ve yaşamı tehdit eden ciddi bir sorundur.
Tedavinin temel amacı pıhtının büyümesini ve daha fazla pıhtı atmasını engellemektir. Bunun için ilk aşama antikoagülan (kanın sulandırılması) tedavidir. Bu tedavi heparin yada düşük moleküllü heparin türevleri gibi iğnelerle yada Kumadin ve benzeri ağızdan alınan ilaçlarla sağlanır. Çoğu kez bu tip bir tedavi hastaların çok büyük bir kısmında akciğer pıhtı atmasını yada daha fazla pıhtı atmasını engellemede yeterlidir. Ancak hastanın eşlik eden diğer hastalıkları yada yeni geçirmiş olduğu ameliyatlarına bağlı yüksek kanama riski nedeni ile bazen kanı sulandırıcı ilaç tedavisi yapılamaz yada hastada oluşan kanama nedeni ile tedavi kesilmek zorunda kalınır. Bazı hastalarda ise kanı sulandırıcı ilaç tedavisine rağmen akciğer pıhtı atmaya devam eder. Böyle durumlarda bir diğer tedavi seçeneği ise bacakta oluşan pıhtı ile akciğer damarı arasındaki bir bölgede pıhtıyı tutacak ve filtre görevi görecek mekanik bir sistem yerleştirilmesidir. Filtreyi yerleştirmek için vücutta en uygun bölge bacaktan gelen damarların karında birleşerek tek ve büyük bir damarı oluşturdukları ve vücudun en büyük toplardamarı olarak bilinen vena kava inferiyordur.
Filtre akciğer giden pıhtıyı yakalamaya yarayan metalden yapılmış küçük bir cihazdır. Genelde geçici ve kalıcı olmak üzere iki tür filtre vardır. Doktor hastanın ihtiyacına göre kullanılması gereken filtreyi belirler.
Filtre vücudun en büyük toplardamarı olarak bilinen vena kava inferiyora yerleştirilir. Bu işlem anjiyografi ünitesinde yada ameliyathanede anjiyo cihazı kullanılarak yapılır. Genelde lokal anestezi altında kasık yada boyundan toplardamar içerisine girilerek röntgen kılavuzluğunda filtreyi taşıyan kateter karındaki vena kava inferiyora ilerletilir. Önce vena kavayı görüntülenir ve filtre açılır. Daha sonar bütün kateterler çekilir. Giriş yerine kısa bir süre baskı uygulanıp, pansuman yapılır. Hasta daha ileri saatlerde yürüyebilir. Özel bir engel olmadığı sürece hastaların bir sure daha kanı sulandırıcı ilaç kullanmaları gerekir.
Filtre sadece pıhtıyı yakalamaya yarar ama bacakta yeni pıhtı oluşumunu engellemez. Filtrede yakalanan pıhtılar genelde vücut tarafında eritilebilir ama büyük pıhtılar ve bazen filtrenin kendisi filtrenin yerleştirildiği vena kava inferiyorun tıkanmasına yol açar. Öte yandan filtreler damar içinde yukarı aşağı hareket edebilir, başka yerlere gidebilir ve bazen damar dışına bazı bölümleri çıkıp, diğer dokuları yaralayabilir. Bu nedenle filtre gerçekten gerekli olduğu sürece vücutta tutulmalıdır. Filtreler uzun sure damarda kaldıklarında damar içine iyice yapışıp, sonradan çıkartılması güç hale gelebilir.
Mümkün olduğunda geçici filtreler kullanılmalı ve mümkün olduğunda filtreler erkenden çıkartılmalıdır. Bu çerçevede filtrenin koruyuculuğuna artık ihtiyaç kalmadığında filtre çıkartılmalıdır.
Filtre takılmasına benzer bir işlemle çıkartılır. Yine lokal anestezi altında kasık yada boyundan damara giriş yapılır. Röntgen kılavuzluğunda filtreye ulaşılıp, filtrenin vena kava inferiyor ile ilişkisi görüntülenir ve sonra kement benzeri bir sistem ile filtre yakalanıp, önce bir kateter içine çekilip, sonrada vücuttan çıkartılır.