Varis Yarası (Venöz Ülser)

Varis Yarası (Venöz Ülser)

Varis Yarası (Venöz Ülser)

Venöz Ülser (Varis Yarası = Bacak Yarası)

Venöz ülser problemi genellikle tedavi edilmeyen varis problemi olan hastalarda sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle bu problem aynı zamanda varis yarası ve bacak yarası olarak da tanımlanmaktadır. Toplardamarlar içerisindeki basınç oranının artması ve bunun sonucunda derideki bütünlüğün bozulmasının neden olduğu venöz ülser problemi; sıklıkla ayak bileği ve çevresinde görülmektedir. Bu problemi yaşayan hastalar uzun yıllar boyunca gerek sağlık gerekse de sosyal ve ekonomi konularında çeşitli problemler yaşamaktadır. 

Venöz Ülser Nasıl Oluşur?

Venöz ülser problemine ve sonucunda açılan yaralara iki temel faktör neden olmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir; 

- Toplardamarlar içerisindeki akımın ters yöne doğru olması ve dolaşım sistemine dahil olması gereken kanın yer çekimi sebebi ile ayakta birikmesidir. Toplardamarlar içerisinde bulunan kapakçıkların bozulması sonucunda açığa çıkan bu problemde bacağın alt kısmında ve ayak bileği çevresinde kan birikmeye deri bütünlüğünü bozmaya başlayarak yara açılmalarına sebebiyet vermektedir. 

- Toplardamarlar içerisinde oluşan tıkanıklıklar sonucunda dolaşım sistemine dahil olması gereken kanın yak ve bacağın alt kısmında birikmesi ve göllenmesidir.  Derin ven trombozu (pıhtı) sonucunda gelişen toplardamar tıkanıklığı; bacak yaralarının açılmasına ciddi derecede etki etmektedir. 

Toplardamar içerisinde her iki durumda da basınç artmakta, damar yapıları bozulmaya uğramakta ve tahrip olan dokular yara açılmalarına doğru evrilmektedir. Bacak yarası; bacakta şişlik, renk değişimleri ve deride kalınlaşma gibi problemler ve sonucunda bilek çevresinde iyileşmesi zor açılmalardır. 

Venöz Ülserin Belirtileri Nelerdir?

Venöz ülserin belirtileri aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;

- Özellikle bileklerin üzerinde ve diz altındaki bacak bölgelerinde görülmektedir.

- Çevresindeki cilt yapısı kalınlaşmakta ve kahverengi bir görünüm almaktadır. 

- Bacaklarda oluşan varisler sıklıklagözlemlenmektedir. 

- Ayak ve topuk bölgelerinde genellikle herhangi bir deformasyon gözlemlenmemektedir. 

- Yarada çoğunlukla kırmızı ve yeşile yakın renkte akıntılar meydana gelmektedir.  

- Yaraların ayırt edici herhangi bir şekli yoktur. 

- Bacakta açılan yaralara genellikle ağrı şikayeti neden olmaktadır. 

Venöz Ülser Nasıl Teşhis Edilir?

Venöz ülser probleminin teşhisinde doktor muayenesi önemli derecede yol gösterici olmaktadır. Bununla birlikte açılan yara şeklinin, hastanın öyküsünün, genetik faktörlerin ve daha önce toplardamarlardaki herhangi bir girişim olup olmadığı bilgilerinin değerlendirilmesi de venöz ülser probleminin teşhisi açısından önemli derecede rol oynamaktadır. Muayene süreci hem ayakta hem de oturarak yapılmaktadır. Bu süreçte aynı zamanda karın içi duvarında varis problemi olup olmadığı hem de nabız problemlerinin yaşanıp yaşanmadığı da değerlendirilmektedir. 

Hastanın şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, karaciğer problemleri ya da kansızlık problemi yaşayıp yaşanmadığı da muayene sürecinde doktorun bilgisi dahilinde olması gereken durumlardır. Aynı zamanda atardamar dolaşımındaki problemler de teşhis ve tedavi planlaması sürecine dahil olmaktadır. 

Renkli Doppler Ultrasonografi: Renkli Doppler ultrason toplardamar ters akımını (reflü yada kaçak) ve tıkanıklıkları belirlemek için yapılır. Reflüyü belirlemek için hasta ayakta dururken Doppler incelemesi yapılır. Kasıktan başlayarak bacaktaki bütün derin ve yüzeyel toplardamarlar değerlendirilir. Özellikle yara bileği ve çevresinde  perforan toplardamarlarda kaçak olup olmadığına bakılır. Bu özellikle yara altında ve çevresinde olan kaçakları belirlemek için önemlidir. Daha sonra hasta yatırılarak bir kez daha muayene edilir. Bu özellikle toplardamar tıkanıklıklarına yönelik bilgi verir. Bu sayede kasıktan yukarıdaki damarlarda tıkanıklık olup olmadığı yönünden dolaylı bilgi sahibi olurken, kasıktan aşağıdaki damarlardaki tıkanıklıklar ve kan akımına olan etkileri doğrudan değerlendirilebilir.

Bilgisayarlı tomografik venografi: Doppler yetersiz ise yada karın içinde yer alan ana toplardamarların değerlendirilmesi gerekiyorsa bilgisayarlı tomografi çekilir. Kol yada bacak damarlarından ilaç verilerek bir cihazın içinde röntgen ışınları yardımı ile görüntü elde edilmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu yolla bacak ve karın için toplardamarlarında daralma, incelme, tıkanıklık,  sıkışma, pıhtı ve oluşan yan yollar değerlendirilir.

Manyetik rezonans görüntüleme (MR): Radyasyon ve çoğu kez ilaç kullanılmadan bacaktaki toplardamarlar yanında özellikle bacaktaki  toplardamarların devamı olan  karın içindeki toplardamarlar  görüntülenebilir. MR ile bacak ve karın için toplardamarlarında tıkanıklık, daralma, incelme, sıkışma, pıhtı ve oluşan yan yollar değerlendirilir. Çok iyi görüntü verdiği için çoğu kez ultrasonografiden sonra istenecek olan bir incelemedir. Yaklaşık 15 dk sürer.

Venografi (Anjio): Anjio damarların görüntülenmesi işleminin genel adıdır. Bir girişim yada tedavi değildir ama balon yada Stent gibi bir tedavi gerektiğinde aynı seansta yada başka bir zaman anjio kullanılarak yapılabilir. Sıklıkla kalp anjiosu ile karıştırıldığı için hastalar çok çekingen davranmaktadırlar.  Özel bir ilacın kasıktan yada bacaktaki damarlardan verilmesi ve bu arada seri halde Röntgen çekilmesi prensibine dayanır. Ağrısız ve kalp anjiosunda göre çok daha güvenli bir incelemedir. Günümüzde artık MR ve bilgisayarlı tomografi  daha yaygın olduğu için anjio daha az kullanılmaktadır. Ancak yine de toplardamarların görüntülenmesinde en iyi yöntemdir Toplardamarlardaki darlık ve tıkanıklıklar belirlenebilir.  Yaklaşık 20-30 dk sürer ve kullanılan ilaca karşı allerji ve özellikle böbrek hastalarında böbrek fonksiyonlarında bozulma ve radyasyon riski taşır.

Damar içi ultrason (IVUS): Kasıktan yada bacaktaki damarlardan ilerletilen özel bir kateter ile damarların içinin üç boyutlu görüntüsünün elde edilmesidir. Çoğu kez anjiografi ile aynı seansta yapılır. Damar içindeki küçük darlıklar, engeller, pıhtılar ve pıhtı kalıntıları, damarlara dışarıdan olan baskılar rahatlıkla belirlenebilir. Başka hiçbir tanı yöntemi damarların içi hakkında bu kadar detaylı ve doğru bilgi verememektedir. Venöz yetmezlikli hastalarda bacaktaki  toplardamarların devamı olan  karın içindeki toplardamarların görüntülenmesindeki en güvenilir yöntemdir. 

Venöz ülserli hastada toplardamar incelemesi niçin gereklidir?

Venöz ülser bir toplardamar hastalığı olup, toplardamardaki sorun düzeltildiği taktirde yara iyileşir ve tekrarlamaz. Bu nedenle sadece yaraya değil hastanın tüm damarlarına bakılmalıdır. Sadece yara ile ilgilenmek venöz ülserin mevcut kötü ününün temel nedenidir. Bu sebeple hastanın ayak bileği ile kalbi arasındaki bütün toplardamarlar tam olarak darlık, tıkanıklık ve kaçak akım yönünden değerlendirilmelidir.

Venöz ülserli yarada sorun nedir?

Venöz ülser toplardamar hastalığı nedeni ile artık normal olmayan bir deri zemininde gelişir. Diğer bir ifade ile deride var olan hastalığın en ileri aşamasıdır. Yara ve çevresindeki deri normalden daha kalın, sert, tekrarlayan enfeksiyonlar nedeni ile hasta bir deridir. Böyle bir deride yara açıldığında iyileşmesi oldukça zordur. Yaranın atardamarlarla beslenmesi çoğu kez normaldir. Açılan yara yayılır ve biraz derine ilerler. Yaranın yüzeyini birkaç milimetre kalınlığında mikropların oluşturduğu bir katman (biofilm) kaplar. Bu mikrop katmanı yaranın iyileşmesine engel olur.

Venöz ülserli hastada altta yatan toplardamar sorunu nedir?

Venöz ülser bir toplardamar sorunu olmadan oluşmaz. Başlıca toplardamar sorunları:

Yüzeyel ven yetmezliği (varis): Varisli hastalarda olduğu gibi safen toplardamarında kapak yetmezliği sonucu aşağı doğru kaçak akımla kan bacaklarda göllenir
Derin damarlardaki kapak yetmezliği: Genelde geçirilmiş pıhtı derin ven trombozu (DVT) sonucu derin toplardamarların kapaklarının bozulması yada doğuştan kapakların yetersizliği nedeniyle ile kan bacaklarda göllenir. Tek başına nadir olan bu durum genelde geçirilmiş pıhtı yada DVT sonucu oluşur ve çoğu kez özellikle karın içindeki iliak damarların tıkanıklıkları ile beraberdir.
Derin damarlardaki tıkanıklıklar: Genelde geçirilen pıhtı (DVT) sonucunda derin toplardamar  tıkanıklığı olduğu için bacağın toplardamar kanı yeterince boşalamaz. En ileri durum budur.

Perforan toplardamar yetmezliği: Derin ve yüzeyel damarlar arasında bağlantıyı sağlayan ve derine doğru akışa izin veren perforan damarlarda ters yönde akım oluşur. Bütün toplardamarların normal olup, sadece  perforan damar yetmezliği olduğu durum nadirdir.
Kombine yetmezlik: Yukarıdaki durumların hepsinin yada birkaçının bulunduğu yetmezliklerdir.

Tüm bu sorunlar içinde sıklıkla gözden kaçan sorun karın içi toplardamarlardır. Bacaktaki toplardamarların devam niteliğindeki karın içindeki toplardamarlarda geçirilmiş pıhtılara bağlı darlık yada tıkanıklıklar venöz ülserli hastaların %24-50 sinde bulunmaktadır. Bu tıkanıklıklar genelde ihmal edilmekte, akla gelmemekte ve zor teşhis edilmektedir.

Venöz ülserli hastalarda atardamar incelemesi gerekir mi?

Venöz ülserli hastaların bir bölümünde atardamar tıkanıklığı da bulunmaktadır. Mikst ülser adı verilen bu grupta atardamar tıkanıklığı hem yaranın iyileşmesini engeller hem de yapılacak olan tedaviyi kısıtlar. Bu nedenle venöz ülserli hastalarda atardamar tıkanıklığı olup olmadığı nabız muayenesi, Doppler incelemesi ve ayak bileği Kol basınç ölçüm indeksi (ABI) ile araştırılmalıdır. 

Venöz ülserli hastada tedavi yapılmaz ise ne olur?

Venöz ülser  bir uzman tarafından görülüp tedavi edilmez ise iyileşmez, geçici olarak iyileşse bile tekrarlar. Düzenli bakım yapılmadığında yara iltihaplanır, genişler ve ağrılı hale gelir. Bu durum hastanın bacak ve ayak bileği hareketlerini etkiler ve bir süre sonra eklem hareketlerinde kalıcı kısıtlama oluşacağı için hasta topal kalabilir. Yara ilerler ve genişler. Derine ilerleyip kemiği tutup, kemik iliği iltihabına dönüşebilir. Yara kapansa bile tekrar açılır. Bu şekilde hastayı sakat bırakan yaşam kalitesini bozan bir türlü geçmeyen bir hale dönüşür.

 

Venöz ülser tedavisinin amaçları?

Venöz ülser  tedavisinde iki amaç vardır. İlki yaranın iyileştirilmesi, ikincisi ise yaranın bir daha tekrarlamasının engellenmesidir.

Yaranın iyileştirilmesi için çok ciddi bir yara bakımı gereklidir.
İkinci amaç olan ülserin tekrarlamaması altta yatan toplardamar sorununun yani toplardamar basıncının çözümü ile sağlanır. Bu arada  artmış toplardamar basıncının yaraya etkisini azaltabilmek için varis çorapları ya da sargılarla dıştan bası gereklidir.

Venöz ülser nasıl tedavi edilir?

Venöz ülser yada varis yarası basit bir sorun değildir ve tek bir yöntemle iyileştirilemez. Ana hatları ile başlıca yöntemler aşağıda sıralanmıştır ve bunların birlikte kullanılması gereklidir.

Yara bakımı

  • Yaraya etkiyen yüksek basıncın azaltılması
  • Kanın göllenmesini engellemek için bacakların yukarı kaldırılarak istirahat
  • Yaşam tarzında bazı değişiklikler
  • Ayaktayken çok katlı elastik bandaj yada varis çorabı kullanılması
  • Toplardamar yetmezliğinin tedavisi

Yara bakımı nasıl olmalıdır?

Sargılar açıldığında yara steril su yada izotonik solüsyon ile yıkanır. Yaraya antiseptik yada antibiyotikli krem sürülmez ve yara nemli pansuman ile kapatılıp, elastik bandaj ile sarılır. Yaraya antibiyotik sürülmesi egzama ve dermatit gibi cilt sorunlarına yol açar. Bu nedenle doktor özellikle önermediği taktirde yaraya bir ilaç sürülmemeli ve yaranın düzenli pansumanının yapılması gereklidir. Yara bakımı pansuman değildir. Yaranın zaman zaman kazınması ve mikropların oluşturduğu katmanın ortadan kaldırılması iyileşme için zorunludur. Sadece yara bakımı yarayı iyileştirmeye yetmez. Mutlaka tercihen birkaç kat elastik bandaj yada özel varis çorabı ile bacağa dışarıdan baskı yapılmalıdır.

Venöz ülserin ilaçı var mı?

Venöz ülser tedavisinde her yarayı anında iyileştirecek bir ilaç yoktur. Ancak klinik çalışmalarda olumlu sonuçlar vermiş olan başlıca iki ilaç vardır bunlar Micronised Purified Flavonoid Fraction ve Pentoksifilin dir. Ancak kesin bir yargıya varabilmek için çok daha kaliteli klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.

Venöz ülserde antibiyotik gerekir mi?

Yarada genelde mikrop vardır ancak bu enfeksiyon olduğu anlamına gelmez. Bariz enfeksiyon olmadıkça antibiyotik tedavisi gerekmez. Bariz enfeksiyon bacakta kızarıklık, sıcaklık ve hassasiyet olması, yaradan kötü kokulu akıntı olması ve hastada ateş gibi enfeksiyon belirtileri olması demektir.

Kompresyon bandajı nasıl yapılır?

Kompresyon yada elastik bandaj venöz ülser tedavisinin en önemli basmağıdır. Amaç toplardamarlarda oluşan yüksek basıncı dışarıdan sargı ile dengelemektir. Genelde yara pansumanının üzerine 3-4 kat  pamuk, sargı ve elastik bandajdan oluşan sargılar sarılır. Bunun için önce özellikle bilek gibi kemik çıkıntıları koruyacak şekilde ince pamuk yada yün sargı bacağa sarılır. Bu katı düzgün tutacak şekilde üstüne bir sargı bezi sarılır. Daha sonra elastik bandaj bacağa sarılıp, en üstte de bütün katmanları yerinde tutacak yapışkan ve elastik özellikli  sargı sarılır. Her ne kadar bu sargılar karışık görünse de deneyimli ve bilgili bir sağlık personeli tarafından rahatlıkla uygulanabilir. Sargı bilek civarında en fazla sıkılıktadır.  Bu dört kat bandaj bacakta 4-7 gün bırakılır. Eğer dışardan görünecek şekilde  yaradan bandaja sızıntı olursa bandajlar değiştirilir.  Bu bandaj yöntemi ile 12 hafta içinde varislerin %50-70 i iyileşebilir.

Varis çorapları aynı amaçla kullanılmakla beraber sargı kadar iyi değillerdir. Ancak son yıllarda dıştan baskı sağlayan bu amaçla geliştirilmiş, kullanımı sargıya göre daha kolay olan bir çok ürün vardır. Bunlar baskının çok daha düzenli ve devamlı bir şekilde uygulanmasının ve bu arada da yara pansumanının daha kolay yapılmasını sağlayacak özelliktedir.

Kompresyon bandajı kim tarafından uygulanmalıdır?

Bandaj bu konuda eğitimli ve deneyimli bir sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır. Bandaj gevşek sarılırsa fayda sağlamaz, sıkı sarılırsa yara kötüleşebilir.

Yaranın iyileşmesi ne kadar sürer?

Yara iyileşme süresini tahmin etmek zordur. Ancak ülser küçük ise, bandaj etkin uygulanıyorsa, altta yatan toplardamar sorunu çözülmüş ise ve sorun tıkanıklık değilde kapak yetmezliğinden kaynaklanıyor ise yara kısa sürede iyileşebilir.

Bandaj tedavisi ile yara iyileşmesi sağlanamaz ise ne yapılır?

Bandaj tedavisine hasta uygulayamaz ya da başarılı olmazsa hastanın hastaneye yatırılması ve bacakları yukarda kalacak şekilde istirahati sağlanır. Beraberinde hastanede yara iyileşmesini sağlayan diğer tedavi yöntemleri (hiperbarik oksijen tedavisi, vakumlu yara tedavisi gibi) uygulanabilir. Yara bakımı ile yara belirli bir duruma getirildikten sonra plastik cerrahi yöntemleri ile başka bir yerden alınan deri le yara yamanarak kapatılabilir. Bu şekilde hastalar bir süreliğine rahat etseler de, bir çok hastada altta yatan damar sorunu devam ettiği için yara tekrar açılır.  

Venöz ülserde altta yatan toplardamar sorunları için ne yapılır?

Venöz ülser toplardamar sorunu olmadan oluşamayacağı için, toplardamardaki sorunları düzeltmeden venöz ülseri kalıcı olarak ortadan kaldırmak mümkün değildir. Toplardamardaki soruna göre tedavi planlanır

Yüzeyel yetmezlik: Eğer yara yüzeyel yetmezlik sonucu gelişmiş ise bu durumda kapaklar ters çalıştığı için kaçakla geri gelen kan bacakta birikir ve sonunda belirgin varisler, şişlik ve renk değişiliği ile beraber yaralar oluşur. Aynı varis tedavisinde olduğu gibi kaçak olan safen toplardamarı ameliyatla (varis ameliyatı) çıkartılır yada laser, radyofrekans veya yapıştırıcı ile kapatılır. Tedavisi en kolay ve sonuçları en başarılı venöz ülser yüzeyel  damarlardaki kaçaklardan kaynaklanandır.

 

Derin toplardamar yetmezliği: Derin damarlardaki kapakların onarılması (kapak ameliyatı) yada yaşam boyu varis çorabı kullanılmasını gerektirir. Sadece derin damarlardaki kaçağa bağlı yara çok nadirdir. Bu grupta çoğu kez gözden kaçan toplardamar tıkanıklıkları vardır.

Derin toplardamar tıkanıklıkları:  Toplardamar tıkanıklıklarından kaynaklanan venöz ülser en sık karşılaşılan buna karşın teşhis ve tedavisi en zor olan venöz ülser çeşidi olup post trombotik sendrom olarak ifade edilir. Hastalar genelde yıllar önce toplardamarlarında pıhtı (DVT) yaşamış kişilerdir. Pıhtı zamanla karakter değiştirir ve daimi olarak toplardamarlarda tıkanıklık yada darlık şeklinde kalmaya devam eder. Bu durumda tıkanıklık nedeni ile bacaklarda biriken toplardamar kanı yıllar içinde yara ile sonuçlanacak bir hastalık sürecine neden olur. Toplardamar sistemi çok farklı bir çalışma mekanizması olup darlıklar, tıkanıklıklar, bunların damarlardaki yerleri farklı belirtiler gösterir. Tedaviden amaç tıkanıklıkların açılmasıdır. Pıhtı yıllar içinde artık sert bir yapı haline dönüştüğü için eritilemez ve ancak stenlerle damar açılabilir. Kasıklardan daha aşağıda yer alan tıkanıklıklarda tıkanıklıkların balon yada stent ile açılması etkin bir tedavi olmadığı için varis çorabı ve ilaç tedavilerine devam edilir. Ancak bu hastaların önemli bir bölümünde karındaki iliak toplardamarlarda tıkanıklıklar vardır ve sıklıkla gözden kaçar. Kasıktan yukarıda yer alan bu damarların tıkanıklık ve darlıklarının tedavisinde balon ve Stent ile yapılan tedavi etkilidir. Stent ile tedavi yapıldığında venöz ülserde kalıcı iyileşme sağlanır.

 

Perforan damar yetmezlikleri: Derinin altındaki yüzeyel damarları derin damarlara  bağlayan perforan damarlar, ters çalıştıklarında derin damarlardaki yüksek basıncı yüzeyel damarlara aktarıp yara, renk değişikliği ve varis dahil bir çok şikayete neden olurlar.Bu durum sıklıkla derin toplardamar yetmezlikleri ve derin toplardamar tıkanıklıklarına eşlik eder. Bacaklarında yara olan hastaların %90 nından fazlasında yara zemininde yada yaraya yakın böyle bir damar bulunur ve ultrasonla da belirlenebilir. Eğer bu damar kapatılırsa derinlerdeki yüksek basınç deriye iletilemez ve yara iyileşir. Perforan damar yetmezliği yada kaçağı olarak bilinen bu durumda perforan damarlar SEPS ( fasiya altı endoskopik perforan ven bağlanması) ameliyatı ile kapatılabilir. Ancak bu  SEPS ameliyatın yerini yıllar içinde çok daha kolay ve hastalar açısından rahat olan köpük tedavisi almıştır.  

Köpük tedavisi:  Ülser tabanına yüksek toplardamar basıncın ulaşmasının engellenebilmesi için kaçak olan perforan damarlara ultrason eşliğinde köpük enjekte edilir. Perforan damarlar basit olarak bu yolla kapatıldığında, derindeki yüksek basınçlı kan yüzeyeldeki yara ve çevresindeki damarlara iletilmesinin önü kesildiğinde yara iyileşmeye başlar. Özellikle toplardamar tıkanıklıklarına eşlik eden perforan damar kaçaklarının kapatılması yara iyileşmesinde etkilidir. Bu tedavi ülser iyileşmesinde %90 nın üzerinde başarı sağlamıştır. Toplardamar tıkanıklığı yada kaçağının olduğu hastalarda  mevcut yaraların bu şekilde iyileşmesi sağlandığında yıllar içinde başka perforan damarlar gelişebilir. Eğer tekrar yara oluşursa, bu perforan damarlara da köpük gerekebilir.

Birlikte ve karışık yetmezlikler: Yukarıdaki sorunların tamamı yada bir kaçının aynı bacakta olduğu durumlarda en yukarda yer alan engel örneğin karındaki iliak venlerdeki tıkanıklıklar stentle tedavi edilir. Safen damar yetmezliği ameliyat, laser, radyofrekans ile tedavi edilir. Perforan yetmezliği ise skleroterapi ile düzeltilir.

Venöz ülserde yara iyileşmesini sağlayan diğer yöntemleri?

Vakumlu yara tedavisi: Yaranın üzerine yerleştirilen özel vakumlu bir pansuman sistemi ile yara iyileşmesi önemli oranda hızlandırılabilmektedir. Bu yöntemle yaradan olan akıntı daimi olarak vakumla emilir ve bu tedavi ile yara daha hızlı iyileşmeye başlar.

Bölgesel hiperbarik oksijen tedavisi: Varis ülseri olan bacak özel bir kabinin içine yerleştirilip, birkaç saat boyunda yüksek basınçlı oksijene maruz bırakılır. Bu sayede yüksek basınç bir yandan varis çorabı gibi dokulara baskı uygularken, bir yandan da yara iyileşmesini hızlandırmaktadır. Yaranın çok dirençli olduğu olgularda yara iyileşmesini hızlandırmak için genel hiperbarik oksijen tedavisinden de yararlanılabilir.

Venöz ülserde yara iyileştikten sonra ne yapılmalıdır?

Venöz ülseri olan bir hastanın tedaviden sonra varis çorabını kullanmaya devam etmesi gereklidir. Çorap giymeyenlerde 5 yıl içinde tekrar ülser açılma riski %69 iken, çorap giyenlerde bu oran %32 dir. Bu nedenle hastalara mutlaka dayanabildikleri kadar en yüksek basınçlı varis çorabı kullanmayı bir alışkanlık haline getirmelidirler. 

Yara kapandıktan sonra tekrar açılır mı?

Tedaviden sonra %30-40 tekrar yara açılabilir. Bu nedenle yara iyileş se bile varis çorabı kullanmaya devam edilmeli ve altta yatan toplardamar sorunu çözülmelidir. Altta yatan toplardamar tıkanıklığının tedavi edildiği durumda tekrar yara oluşma ihtimali çok azlalır.

Bacağında venöz ülser olan bir kişinin yapması gerekenler nelerdir?

  • Sigara bırakılmalıdır
  • Günde 3-4 kez 30 dk boyunca yatarak bacaklar yukarı kaldırılmalıdır.
  • Varis çorabı ve sargılar düzenli kullanılmalıdır
  • Yara çevresindeki derinin bakımına özen gösterilmelidir
  • Bacak ve yara temiz su ile yıkanmalıdır
  • Fazla kilolar verilmelidir
  • Bacak kaslarını kuvvetlendirici yüzme gibi egzersizler yapılmalıdır.
  • Ayakta dikilmek yerine yürüyüş, oturmak yerine yatarak bacakları kaldırmak tercih edilmelidir
  • Antibiyotikler gerekmedikçe kullanılmamalıdır.
  • Yaraya mümkünse hiçbir ilaç yada merhem sürülmemelidir.
  • Ağrı varsa ağrıkesiciler kullanılabilir
  • Doktor tarafından verilen ilaçlar kullanılmalıdır.