Varis Nedir?
Pek çok kişi bacaklarındaki damarların deri altından görünmesinden, bu damarların şişmesinden ve açığa çıkardıklar ağrıdan şikayet etmektedir. Bu problem halk arasında varis olarak bilinen bir terimdir.
Alt ekstremitede (bacaklarda) bulunan toplardamarların çeşitli nedenler ile genişlemesi ve bunun sonunca kıvrımlı bir hale dönüşerek bulundukları bölgede bası oluşturması problemi açığa çıkarmaktadır. Bu problem çoğunluklukla bacaklarda deri altında mor ve yeşil renkte damarların görülmesine neden olmaktadır. Aynı zamanda kabacıklar ve örümcek ağı gibi desenler de oluşabilmektedir.
Günümüzde pek çok kişide görülen varisler uzun yıllar boyunca herhangi bir şikayete yol açmayabilmektedir. Ancak bazı kişilerde tedavi edilmeyen, zaman içerisinde ağrı ve sancı gibi günlük yaşam kalitesini düşüren semptomlara neden olabilmektedir. Unutulmamalıdır ki tedavi edilmeyen varisler zaman içerisinde kronik toplardamar yetmezliği (venöz) problemine yol açabilmektedir. Aynı zamanda ilerleyen süreçte pıhtı oluşumu ya da tromboffebit gibi problemler de açığa çıkabilmektedir. Bu durumda ise bacaklarda damar görünmesinin yanı sıra ağrı, şişlik ve kızarıklık gibi ciddi semptomlar da gelişebilmektedir.
Kişinin günlük yaşamı içerisinde birçok probleme neden olmaktadır. Bu şikayetler aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Kılcal Damar Varisleri (Telenjektazi)
Tıp literatüründe telenjektazi olarak tanımlanan kılcal damar varisleri; kılcal damarların çatlaması sonucunda açığa çıkmaktadır. Genellikle 30 ila 50 yaş arasındaki kadınlarda görülen kılcal damar varislerinin oluşum nedenleri; hormonal değişimler olarak kabul edilmektedir. Özellikle gebelik durumlarında östrajen hormonunda değişiklik yaşanması bu hastalığa neden olmaktadır.
Bacaklarda yüzeyel bir şekilde oluşan bu varislerin çapı 1 milimetreyi geçmemektedir. Aynı zamanda herhangi bir kabarıklık oluşturmadıkları için temas ile hissedilmemekte; sadece mavi ve mor renkte kırmızılık olarak açığa çıkmaktadır.
Oluşum nedenleri arasında genetik faktörler de bulunan kılcal damar varisleri, görünüm dışında herhangi bir şikayet oluşturmamaktadır.
Retiküler Varisler (1-3 mm)
Retiküler varisler (1-3mm): Retiküler varisleri diğer varislerden ayıran en büyük özelliği hafif kabarık olmalarıdır. Genellikle mavi renkte olan ve erken evrede elle oldukça zor hissedilebilmektedir.
Bacaklarda yerleşim gösteren retiküler varisler genellikle diz arkasındaki bölgede açığa çıkmaktadır. Bununla birlikte venöz yetmezlik problemi olan hastalarda ileri yaşlarda ayak bileği bölgesinde de oluşmaktadır.
Büyük Toplardamar Varisleri
Çapları 4 milimetreden kalın olan büyük toplardamar varisleri; elle ve gözle fark edilebilen kıvrımlı yapıdaki varislerdir.
Bacaklardaki safen damarlardaki tıkanık ve kabakçık bozulmaları nedeni ile açığa çıkmaktadır. Cilt altında oluşmaları nedeni ile derinin rengini değiştirmemektedir.
Özellikle bacakların iç kısmında ve baldır bölgesinde oluşan büyük toplardamar varisleri; damarın rengi olan yeşil renkte görülebilmektedir. Tedavi edilmediği sürece bu problemin açığa çıkardığı tüm şikayetlerin yaşanmasına neden olmakla birlikte zamanla çoğalabilmekte ve büyüyebilmektedir.
Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Toplum içerisinde görülme oranı;
Aynı zamanda toplumdaki 50 yaş üstü bireylerde iki kişiden birinde varis problemi görülmektedir.
Varisler çeşitli nedenler ile açığa çıkabilmektedir. Toplumda sık görüldüğü bireyler aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Yukarıdaki maddelerin yaşanıyor olması kesin hastalık olacağı anlamına gelmemekle birlikte bu maddelerin birer risk faktörü olduğu unutulmamalıdır.
Varis tedavisinde uygulanan yöntemlerin iki amacı bulunmaktadır. Bunlar;
Varise neden damarlar genellikle kasık ile ayak bileği arasında bulunan safen toplardamarıdır. Yetmezlikli toplardamarın tedavisi günümüzde genellikle cerrahi yöntemler, radyofrekans ve lazer yöntemleri ya da köpük yöntemi ile uygulanabilmektedir. Damarın cerrahi yöntemler ile çıkarılması ile uygulanan tedavi yöntemi varisin tedavisindeki en klasik yöntemdir. Bu yöntemde anestezi uygulamasına ve kesi açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır ve uzun süreçte iyileşme yaşanmaktadır.
Damara girilerek içeriden verilen ilaç ile damarın tıkanmasını sağlayan tedavi yöntemi ise köpük skleroterapisi olarak tanımlanmaktadır ve oldukça konforlu bir tedavi yöntemidir. Ancak bu yöntemde varisin tekrarlama olasılığı diğer yöntemlere oranla daha fazladır. Öyle ki köpük skleroterapi uygulaması öncesinde damar kasık bölgesinden girilerek bağlanmaktadır.
Radyofrekans ve lazer yöntemlerinde ise diz hizasından damar içerisine özel olarak geliştirilmil bir kateter ile girilmekte ve doğru oranda ışın verilerek damarın dağlanması ve yanması sağlanmaktadır.
Nasıl oluştuğuna dair kesin olarak bilgiler mevcut değildir. Birden fazla faktörün aynı anda yaşanması sonucunda gelişen varislerin oluşum mekanizmaları son yıllarda yürütülen bilimsel çalışmalar sonucunda;
Toplardamarlarda basınç artışı yaşanması varis oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Bu durumu açığa çıkaracak günlük yaşam içesinde birçok faktör bulunmaktadır ve bu faktörler şu şekilde sıralanabilmektedir;
Toplardamarların zayıflaması varis oluşumunun en önemli nedenleri arasındadır. Bu problemin açığa çıkmasında ise yaşam içerisinde pek çok faktör bulunmaktadır ve aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Oluşum sürecini çok daha iyi çözümlemek için toplardamarların yapısını değerlendirmek gerekmektedir. Toplardamarlarda kirli kanın dolaşım sistemine dahil edilmesini sağlayan kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıkların bozulması gibi durumlarda kan toplardamarlarda birikmekte ve varis oluşumuna neden olmaktadır.
Yer çekiminin durumuna yenik düşen ve toplardamarda biriken kirli kanın bu süreci reflü olarak da tanımlanmaktadır. Bu durum hem damar içi basıncın artmasına hem de damar yapısının bozulmasına neden olmaktadır.
Toplardamarlardaki kapak bozuklukları ve kapakların işlevlerini nitelikli bir şekilde yerine getirememesi durumu çoğunlukla varise neden olmaktadır. Bu problemin en sık yaşandığı bölge ise ayak bileği ve kasık bölgeleridir. Çoğunlukla bu bölgelerdeki safen damarların femoral damara dökülmesi aşamasında problemler yaşanmakta ve alt ektremite toplardamarlarında kan geri kaçmaktadır.
Buna bağlı olarak yüzeyel damarlardaki kanın dolaşımını sağlayan perforan damarlarda da kapak yetmezliği problemi yaşanabilmektedir ve sonucunda safen damarlarda ters yöne yemezlik oluşmakta, varis problemi açığa çıkmaktadır.
Ayrıca oluşuma kaynaklık eden bir diğer toplardamar problemi ise damarların içerisinde pıhtı nedeni ile oluşan tıkanıklardır.
Genellikle kozmetik problemlere yol açmaktadır. Ancak tedavi edilmediği sürece ve başka damar hastalıklarının da açığa çıkması sonucunda günlük yaşam kalitesini düşürecek ciddi problemlere yol açabilmektedir.
Bu Problemler Şu Şekilde Sıralanabilmektedir;
Varis hastalığına neden olabilecek en önemli sorun varislerin içinde pıhtı oluşmasıdır. Damarlar içinde kan akımı yavaşladığı için diğer bazı faktörlerinde etkisi ile pıhtı oluşabilir. Ağrı, kızarıklık ve şişlik ile karakterize olan ve iyileşmesi haftalar süren bu durum flebit olarak bilinir.
Bazen pıhtı varisli damarlardan daha derindeki ana toplardamarlara ulaşıp bu damarları tıkar ve durum "derin ven trombozu" olarak ifade edilir.
Bu durumda pıhtının akciğere gidip akciğer damarlarını tıkaması (akciğer embolisi) ve nadiren ölüme kadar yol açabilen sorunlar yaratması mümkündür.
Damarlar uygun bir şekilde tedavi edilmediğinde zaman içinde bacaklarda şişlik, ayak bileklerinde derinin renginde koyulaşma, kalınlaşma ve bazen yara oluşumu (venöz ülser) ile karakterize toplardamar yetmezliği gelişebilir. Aynı durum derin ven trombozu geçirmiş bacaklarda da yıllar içinde oluşabilir.
Günümüzde varislerin oluşmasını ve gelişmesini engelleyen kesin bir yöntem bulunmamaktadır. Ancak dolaşım problemlerinin giderilmesi ve bacak kaslarının güçlendirilmesi ile varis probleminin açığa çıkmasının önüne geçilebilmektedir.
Günlük yaşam içerisinde varis oluşumunu engellemede fayda sağlayan yöntemler aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Egzersiz programları aksatılmamalıdır. Düzenli yürüyüş ve koşu aktivitelerinin yanı sıra bisiklet gibi baldır kaslarının güçlenmesini sağlayan sporlar da önerilmektedir.