Variste Tanı

Variste Tanı

Variste Tanı

Varis; kısaca cilt altından damarların görülmesi olarak tanımlanabilmektedir. Buna karşın varisli damarın konumun anlaşılması ve varis oluşum nedenlerinin saptanması amacı ile ayrıntılı bir tanı sürecine ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki varisin konumu ve oluşum nedenleri her hastada farklı olabilmektedir. Tedavi planlaması tanı süreci sonrasında gerçekleştirilmektedir.

Damarlarımızda Varis Olduğunu Nasıl Anlarız?

Varisler insanların çoğunda uzun yıllar herhangi bir şikayete neden olmayabilmektedir. Bacaklarda deri altında görülen kıvrımlı mavi ve mor renkteki damarlar kozmetik ve estetik açıdan probleme yol açabilmektedir. Bu damarlar örümcek ağı ya da ağaç dalları şeklinde olabilmektedir. Kozmetik problemlerin yanı sıra uzun süre ayakta durulduktan sonra bacaklarda ağırlık, şişlik ve ağrı hissi de açığa çıkabilmektedir. Aynı zamanda geceleri kramp ve sancı problemleri de yaşanabilmektedir.

Tedavi edilmeyen ileri evre varis problemlerinde ise tplardamar yetmezliğine bağlı olarak varis sayıları ve belirtileri artabilmektedir. Aynı zamanda deri rengi kalınlaşarak çeşitli döküntülere oluşturabilir ve yara açılmaları (ülser) gözlemlenebilmektedir.

Varis Görülmeden de Varis Olabilir mi?

Cilt yapısının kalın ya da hastanın şişman olduğu durumlarda dahi varisler kozmetik açıdan kendilerini belli etmektedir.

Bu durumun yanı sıra varis probleminin kaynağı toplardamar yetmezliği problemleri ise cilt altından fark edilmeyebilmektedir.

Bu durumda açığa çıkan belirtiler; bacaklarda şişlik, ayak bileklerinde kılcal damar varisleri oluşması cilt renginde koyulaşma ve ilerleyen süreçte yara açılmalarıdır.

Varis Tedavisi Öncesinde İncelemeler

Varis probleminde hangi tedavi tedavi yönteminin uygulanması gerektiğine karar verilebilmesi adına hastanın mutlaka ayrıntılı bir tanı sürecinden geçmesi gerekmektedir. Günümüzde varis tanısında başvurulan en nitelikli yöntem renkli Doppler ultrasonografisi yöntemidir.

Bu yöntem ile damarların yapısı, toplardamarların sağlıklı olup olmadığı, varisli damarların konumu ve varise kaynaklık eden damar hastalıklarının değerlendirilmesi sağlanmaktadır. Renkli Dopller ultrasonografisinin yanı sıra bilgisayarlı tomografi, EKG gibi incelemeler de uygulanabilmektedir.

Renkli Doppler Ultrasonografi

Toplardamarların ultrasonografik ses dalgaları aracılığı ile görüntülenmesi disiplinine dayanan renkli Dopller ultrasonografisi; kasıktan aşağıda bulunan tüm toplardamarların nitelikli bir şekilde görüntülenmesini sağlamaktadır. Bu inceleme ile; toplardamarlarda yer alan pıhtılar, tıkanıklıklar, kapakçık bozulmaları, kapakçık kaçakları gibi problemler incelenebilmekte ve değerlendirilebilmektedir.

Bu inceleme hasta ayaktayken uygulanmalıdır. Yatarak yapılan renkli doppler ultrasonografisi sonuçları hatalı olmaktadır. Yanlış tanı ile gereksiz yere ameliyat olma riski bulunmaktadır.

Varis olmayan kişilerde bu incelemenin sonucunda toplardamar tıkanıklıkları problemi fark edilebilmektedir. Bu problem hastada ödem, şişlik, ağrı ve gece kramplar problemini açığa çıkarmaktadır.

Başka Ne Tür İncelemeler Gereklidir?

Renkli Doppler ultrasonografimin yanı sıra diğer radyolojik incelemeler de uygulanabilmektedir. Bu uygulamalar ile kasık üstü bölgeler de ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmektedir.

Bu bölgeyi değerlendirmede bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans(MR) ve eğer bunlar yetersiz kalıyor ise anjiografi (venografi) kullanılabilir.

Bilgisayarlı tomografi: Genellikle batın bölgesinin incelenmesini sağlayan bilgisayarlı tomografi; varis tanısında da nitelikli görüntüler ve bilgiler alınmasını sağlayan bir incelemedir. Damardan ilaç verilmesi ve tomografi cihazı ile bölgenin çekilmesi disiplinine dayanan bu yöntemde kullanılan ilaca karşı alerjik reaksiyonlar gelişme riski yüksektir. Bununla birlikte hamile ve hamile olma riski taşıyan hastalarda radyasyon içermesi sebebi ile uygulanması sakıncalıdır.

Manyetik rezonans görüntüleme (MRI): Yaklaşık 15 dakika süren bu inceleme oldukça konforlu bir şekilde gerçekleştirilmekle birlikte nitelikli veriler ve görüntüler elde edilmesini da sağlamaktadır. Ancak vücudunda metal bulunan hastalarda MR incelemesi yapılamayacağı unutulmamalıdır. 

Venografi: Son yıllarda bilgisayarlı tomografi ve MR yöntemlerinin daha sık kullanılmaya başlanması nedeni ile günümüzde bu yönteme çok sık başvurulmamaktadır. Kasıktan bacak bölgesindeki damarlara verilen ilaç ile röntgen çekilmesi disiplinine dayanan bu yöntem oldukça uzun sürmekle birlikte yüksek radyasyon riski ve alerjik reaksiyon riski taşımaktadır.