Yürüme Ağrısı Tedavisi

Yürüme Ağrısı Tedavisi

Yürüme Ağrısı Tedavisi

Halk arasında yürüme ağrısı olarak adlandırılan, tıptaki adı kladikasyo olan bu sorun, genellikle baldır, kalça, uyluk ve bacak bölgesinde, yürüme sırasında hissedilen yoğun ağrılar şeklinde gerçekleşmektedir. 

Yürüme ağrısı, en belirgin olarak yürüme sırasında başlamakta, bir süre dinlenilmesi halinde geçmekte, yokuş ya da merdiven çıkılması sırasında şiddetini arttırmaktadır. Yürüme ağrısı, temel olarak bir dolaşım sistemi problemi olmakla birlikte, hayati tehlike oluşturmamakta ancak kişinin hareket alanında kısıtlamalar oluşturabilmektedir. 

Yürüme Ağrısı Nedir?

Yürüme ağrısı yani kladikasyo, bacaklardaki   atar damarların tıkanması halinde, özellikle kişinin yürüme, merdiven çıkma gibi hareketleri sırasında, yoğun ağrı hissi oluşturarak ortaya çıkan durumdur. 

Bacak bölgesindeki damarlarda oluşan tıkanıklığın bir sonucu olarak ortaya çıkan yürüme ağrısı, tıkanıklığın gerçekleştiği bölgeye göre değişik şekillerde kendini göstermektedir. Bu doğrultuda, kasık bölgesinin yukarısındaki damarlarda meydana gelen tıkanıklığın bir sonucu olarak uyluk ve baldır çevresinde ortaya çıkan yürüme ağrısı, tıkanıklığın diz bölgesindeki atardamarlarda meydana gelmesiyle birlikte ayak bölgesinde gözlemlenmektedir. İliak ve aorta atardamarlarında tıkanıklık oluşması durumunda, yürüme ağrısı kalça bölgesinde ortaya çıkmaktadır. 

Yürüme ağrısı, damarlarda tıkanıklığın meydana gelmesine bağlı olarak gelişen bir durum olması bakımından da anlaşılacağı üzere, bir dolaşım sistemi problemidir. Ortaya çıktığı andan itibaren hayati tehlike oluşturmayan yürüme ağrısı, zamanla kişinin hareket alanını kısıtlayarak, hayati tehlikeler oluşturabilecek başka durumlara sebep olabilmektedir. 

Yürüme Ağrısının Belirtileri Nelerdir?

Yürüme ağrısı ya da diğer adıyla intermittan kladikasyo, belirli bir mesafenin yürünmesi sonucu, genellikle baldır arka kısmında kramp tarzında oluşan bir ağrı ile kendini göstermekte ve yürüme yada hareket durdurulduğunda birkaç dakika içinde ortadan kalkmaktadır. Tipik özelliği her zaman aynı yürüyüş temposunda aynı mesafede ortaya çıkmasıdır. Yavaş yürüyüşte daha uzun mesafelerde gelirken, hızlı yürüyüşte yada bayır çıkarken daha kısa mesafelerde gelebilmektedir. Ağrı geldikten sonra kişi ağrıya rağmen biraz daha yürüyüp, daha sonrada ağrının şiddetin artması ile artık durmak zorunda kalmaktadır.

Yürüme ağrısının temel nedeni, dolaşım bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkan damar tıkanıklıklarıdır. Ortaya çıkan ağrının diğer ağrılardan, özellikle ilk aşamalarda ayırt edilmesi oldukça zordur. Ancak, ilerleyen süreçlerde ağrısız yürüme mesafesinin düşmesi ve dinlenme ağrısı ortaya çıkması ile belirgin olarak kendini göstermektedir. 

Dinlenme ağrısının başladığı ve yürüme mesafesinin azaldığı aşamada tedavi edilememesi durumunda, zamanla ciltte incelmeye sebep olarak, parmak-topuk bölgesinde yaralara ve ilerleyen süreçte ise kangren oluşumuna sebep olabilmektedir. 

Yürüme Ağrısının Nedenleri Nelerdir?

Yürüme ağrısı, temel olarak damar kireçlenmesi (ateroskleroz)  sonucu ortaya çıkmaktadır. Özellikle, bacaklardaki damarlarda kireçlenme oluşumuna bağlı olarak, damar çapında ve kan akımında azalma meydana gelmektedir. Damar çapının ve dolayısıyla kan akımının azalmasıyla birlikte, beslenme bozukluğu ve ağrılar oluşmaktadır. 

Yürüme ağrısının diğer nedenlerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz;

  • Buerger hastalığı
  • Fibromuskuler displazi
  • Akut arter tıkanıklıklarının bir kısmı
  • Takayasu hastalığı
  • Popliteal entrapman sendromu

Yürüme Ağrısının Risk Faktörleri Nelerdir?

Yürüme ağrısı bir dolaşım sistemi problemidir ve temel olarak dolaşım sistemine zarar veren ve damar kireçlenmesi oluşturan durumlar bu hastalık için risk faktörü oluşturmaktadır. Bunları yani ateroskleroz risk faktörlerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz;

  • Genetik 
  • Şişmanlık
  • Hiperhomosisteinemi
  • Sigara kullanımı
  • Hiperlipidemi yada kolesterol yüksekliği
  • Şeker hastalığı 
  • Bozuk glikoz toleransı

Yürüme Ağrısının Tanısı Nasıl Yapılır?

Yürüme ağrısının tanısında genel olarak, nabız değerlendirmesi ve bacağın fiziki muayenesi yeterli olmaktadır. Bununla beraber, Doppler ultrason görüntüleme ve basit bir el Dopper cihazı kullanılarak, ayak bileği/kol basınç indeksinin değerlendirilmesi tanıda önemli veriler sunmaktadır. 

Yürüme ağrısı tanısında, yani damar tıkanıklığını belirlemede manyetik rezonans anjiografi, bilgisayarlı tomografi anjiografisi ve dijital anjiografi kullanılabilmektedir. 

Yürüme Ağrısında Tedavisi

Yürüme ağrısının tedavi planlaması, hastanın yaşı, fiziksel sağlığı ve oluşan damar tıkanıklığının geldiği boyut önemli bir etken oluşturmaktadır. Yürüme ağrısı ilk aşamalarda, ilaç, egzersiz ve çeşitli yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Çoğu kez ilk aşamada girişim yada ameliyat yapmadan yürüme ağrısı tedavi edilmeye çalışılır. 

Yürüme ağrısının tedavisinde, bacaklarda yaralar ve damarlarda kireçlenmeye bağlı tıkanmalar bulunması durumunda yada  ilaç tedavisi ve benzeri yöntemlerle yürüme mesafesindeki artış  yetersiz kalıyorsa , damarların açılması için ameliyat ya da anjiyo gereklilik oluşturabilmektedir. Ağrısız yürüme mesafesi ileri derece azalmış ve hareket alanı oldukça azalmış olan hastalarda, olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması ve daha olumsuz durumların oluşmaması bakımından, damarlar başta balon, stent ve traşlama (aterektomi) gibi anjio ile yapılan tedaviler (endovasküler) ve ameliyatla tedavi edilebilmektedir.

Yürüme Ağrısında Ameliyatsız Tedavisi Mümkün mü?

Yürüme ağrısı hastalığının tedavisinde, hastanın yaş ve sağlık durumuyla birlikte hastalığın gelmiş olduğu boyut değerlendirilerek uygun tedavi yöntemi belirlenebilmektedir. İlk aşamalardaki yürüme ağrısı hastalığı, dolaşım sisteminde oluşabilecek bozulmaların çeşitli yöntemlerle önlenmesini ve kontrol altına alınmasını mümkün kılmaktadır. 

Yürüme ağrısının ilk aşamasında damar kireçlenmelerine neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması amacıyla uygulanabilecek yöntemleri şu şekilde sıralayabilmekteyiz;

  • Sigara tüketimine son verilmesi
  • Kolesterol probleminin kontrol altında tutulması
  • Yüksek kan basıncı sonucu ortaya çıkan problemlerin tedavisi
  • İdeal kilonun korunması
  • Şeker hastalığının kontrol altında tutulması
  • Egzersiz ve yürüyüş programları

Bu tür ameliyat yada girişimsiz tedavilerle hastaların yürüme mesafesi önemli oranda artar. Elde edilen artış bir çok hasta için tatmin edicidir ve genelde girişim gerekmez. Ancak tedavideki aksamalar ve özellikle egzersiz tedavisindeki kesintiler şikayetlerin tekrar oluşmasına yol açabilir. Bu nedenle yürüme ağrısı yada bacak damar hastalığının tedavisi hayat boyu ciddi bir kesinti olmadan sürdürülmelidir.