ayak yarası
Vücutta meydana gelen bütün yara durumlarında olduğu gibi, ayak yaralarında da bir sağlık sorunu bulunmadığı sürece kendi kendine iyileşme gerçekleşmektedir. Yaraları iyileştirme işlevi ve becerisi vücudun genetik yapısında bulunmaktadır diyebiliriz. Ancak, vücut sağlığında yaraların iyileşmesini engelleyen durumlar bulunması durumunda gerekli iyileşmeler görülememekte ya da yetersiz kalabilmektedir. Bu engelleyici durumların arasında başlıcaları diyabet hastalığı ve damar tıkanıklığıdır. Diyabet, vücudun genel sağlık işleyişinde olumsuz etkiler oluşturarak bütün bir vücut sisteminde sağlık sorunlarına ve ayak yaralarına sebep olmaktadır.
Vücudun iyileştirme becerisinde meydana gelen olumsuz etkiler sonucu iyileşmesi durmuş ya da yavaşlamış olan yaraların tedavisinde temel amaç, olumsuz etkilerin ve yaranın iyileşmesini engelleyen durumların ortadan kaldırılmasıdır. Bu bakımdan, diyabetin vücutta oluşturduğu olumsuz etkilerin tespiti temelinden hareket edilerek, diyabet etkileri ve diyabetin sebep olduğu ayak yaraları tedavi edilebilmektedir.
Diyabet, vücuttaki kan şekeri düzenlenmesinde meydana gelen bir bozukluk olarak tanımlanabilmektedir. Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, kandaki şeker düzeyinin belli bir oranın altına düşmesidir. Kandaki şeker oranının düşüş göstermesine bağlı olarak, hücreler besinsiz kalmaktadır.
Vücuttaki şeker oranında artış meydana gelmesi ve vücut şeker oranının belli bir düzeyin üzerinde seyir göstermesi durumu da gözlemlenebilmektedir. Vücut şeker oranının belli bir düzeyin üzerinde seyretmesi durumu, vücutta hem kısa hem de uzun vadede sorunlar meydana getirebilmektedir. Diyabet hastalığı sebebiyle vücuttaki birçok organda işlev bozuklukları meydana gelmekte, bazı durumlar ciddi etkiler oluşturarak öne çıkmaktadır. Bu durumları; böbreklerde bozulma, diyabete bağlı olarak meydana gelen görme bozuklukları, damar tıkanıklıkları ve kalp işlevinde bozulmalar şeklinde sıralayabilmekteyiz. Diyabete bağlı olarak meydana gelen bozulmaların en önemli sonuçlarından birini ise, ayaklarda meydana gelen, kapanmayan ve iyileşmeyen yaralar oluşturmaktadır. Diyabete bağlı oluşan ve en sık gözlemlenen bu sorunlar, diyabetik ayak hastalığı olarak adlandırılmaktadır.
Diyabet, vücuttaki kontrolsüz şeker düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Vücuttaki şeker düzeyinin kontrolsüz olması, zaman içerisinde sinirlerde harabiyete ve bozulmalara sebep olmaktadır.
Motor sinir adı verilen ve kasları çalıştırma görevine sahip olan sinirlerde diyabete bağlı bozulmalar meydana gelmesi durumunda, ayak ve parmaklarda şekil bozuklukları oluşmaktadır. Diyabetin etkileri sadece sinirlerle sınırlı kalmamakta, kontrolsüz şeker düzeyine bağlı olarak büyük ve küçük damarlarda bozulmalar meydana gelmekte ve ayak yaraları ortaya çıkmaktadır. Ayak yaraları, beslenme bozukluklarının da etkisiyle iyileşme göstermemekte ve kolayca enfekte olabilmektedir. Bu durum diyabetik ayak olarak adlandırılmaktadır.
Kontrolsüz şeker düzeyine bağlı olarak ortaya çıkan damar bozulmalarının belirgin olduğu ve ilerlediği durumlarda ayak yaraları da ilerleyerek kangrene dönüşebilmektedir. Kangren oluşumu sebebiyle yaşanan ayak ya da parmak kayıpları, diyabetik ayak hastalarında rastlanan ve korkulan bir sonuçtur.
Diyabet hastalarının 7’sinden birinde, hayatının bir döneminde ayak yarası meydana gelmektedir. İyi ve titiz bakımlar gerçekleştirilerek olumsuz sonuçlar büyük oranda önlenebilmektedir. Ancak bazı durumlarda, etkili ve başarılı tedaviler uygulansa da ayak ya da parmak kayıpları yaşanabilmektedir. Bu bakımdan diyabetik ayak yarası oluşma risklerinin ve risk altında olan kişilerin bilinmesi, bu doğrultuda düzenli kontroller yapılması, oluşabilecek olumsuz sonuçların önüne geçilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu doğrultuda, diyabetik ayak yarası açsından risk taşıyan durumları şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
Diyabet hastalığı bulunan kişilerin hastaneye yatmalarına en çok sebep olan durumların başında, diyabete bağlı olarak meydana gelen ayak yarası ya da diğer adıyla diyabetik ayak bulunmaktadır.