Köpük Tedavisi

Köpük Tedavisi

Köpük Tedavisi

Günlük yaşamı önemli derecede sekteye uğratan varis probleminin tedavisi için son yıllarda farklı yöntemler uygulanmaktadır. Varisin köpükle tedavisi de söz konus yöntemler arasında önemli bir rol oynamaktadır.

Varisler genellikle safen vendeki kaçak problemi nedeni ile açığa çıkmaktadır. Bu problemin tedavisinde uzun yıllardır köpük yönteminden de faydalanılmaktadır. Bilindiği üzere varisler; skleroterapi yöntemi ile de tedavi edilebilmektedir. Köpük tedavisi ise skleroterapi yönteminde kullanılan ilacın hava ile karıştırılarak köpük haline getirilmesi ve daha sonra yetmezlikli damara uygulanması disiplinine dayanmaktadır. 

Köpük yönteminin skleroterapi yöntemi ile arasında en önemli fark; uygulama sonrasında hastanın hemen yürüyebilmesine imkan sağlamasıdır. Herhangi bir acı ya da ağrı hissine neden olmayan köpük tedavisinin genel özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;

  • Köpük hal,ndeki ilaç damar duvarı ile daha uzun temas sağlar ve klasik iğne tedavisine oranla daha etkili bir tedavi sağlamaktadır.

  • Köpük tedavisinde klasik tedaviye oranla çok daha az miktarda ilaç kullanılmaktadır. Bu durum çok daha güvenilir bir tedavi imkanı sağlamaktadır. 

  • Köpük tedavisi varis tedavisinde uygulanan diğer yöntemlere oranla daha etkili bir yöntemdir. 

Köpürtülmüş ilaç varisli damar içerisinde enjekte edilmekte ve bacak sarılmaktadır. Birkaç gün çıkarılan sargı yerine ise hastanın birkaç hafta varis çorabı kullanması gerekebilmektedir.

Köpük Tedavisi Kullanım Alanları

  • Köpük tedavisinin en sık başvurulduğı durum; safen toplardamarındaki kaçak ya da reflü probleminin tedavisidir. Bu durumda safen toplardamarı kapatılmakta ve varis problemi de ortadan kaldırılmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki kapatılan toplardamarının zaman içerisinde açılıp varis problemini yaşama riski düşük de olsa bulunmaktadır.
  • Köpük tedavisinin uygulanacağı diğer varis türleri; büyük varisleri bacaktaki her türlü varis problemi ve kılcal damar varisleridir.
  • Aynı zamanda ameliyat sırasında tedavi edilemeyen varisler de köpük tedavisi ile iyileştirilebilmektedir. 
  • Varis tedavisinden sonra tekrarlayan varislere deköpük tedavisi uygulanabilmektedir. 
  • Reflü problemi yaşayanan ya da yara açılmalarına neden olan perforan toplardamarlara da köpük tedavisi uygulanabilmektedir. 
  • Köpük tedavisinin çapı 1 santimetreden büyük olan damarlarda kullanılması tavsiye edilmemektedir. 

Hazırlık

Varis probleminin tedavisinde uygulanacak olan köpük yöntemi öncesinde herhangi bir ön haızrlık gerekmemektedir. Ancak elbette ki varisin konumu ve nedenleri ile ilgili sürdürülecek tanı sürecinde renkli Doppler ultrasonografiye başvurulmaktadır. Oldukça konforlu bir tedavi yöntemi olan köpük tedavisi sonrasında ise hastanın varis çorabı giymesi gerekmektedir. 

Köpük Tedavisi Kimlere Yapılamaz?

Oldukça güvenilir bir yöntem olan köpük tedavisi bazı hastalarda kozmetik problemlere neden olabilmektedir. Bu problemlerden en sık kaşrılaşılanı kılcal damarların cilt altında görülmesi ve uygulama alanlarında kahverengi lekelenmeler oluşmasıdır. Aynı zamanda bazı hastalarda da baş ağrısı problemine yol açmaktadır. 

Yöntemleri

Köpük tedavisi günümüzde öğle arası uygulamalası olarak da tanımlanan konforlu ve güvenilir bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra köpük tedavisi; varis hastalığında uygulanan diğer yöntemlere oranla çok daha hızlı bir etki açığa çıkaran yöntem olma özelliği de taşımaktadır. 

Varisin Kaynağının Tedavisi

Varis tedavisi yöntemleri arasında gerek hastalar gerekse de doktorların son yıllarda en sık tercih ettiği tedavi yöntemlerinden biri olan  köpük tedavisinde varis bulunan bölgeye ve varis probleminin yaşandığı safen toplardamarının öncelikle ultrasonografi yöntemi ile tanısı amacı ile incelemeye alınmaktadır. Bu sırada hastalıklı damar içerisinde özel olarak geliştirilmiş bir katater ya da iğne yerleştirilmektedir. Bazı hastalarda bu işlem öncesinde uygulama bölgesinde lokal anestezi gerçekleştirilebilmektedir. Yerleştirilen iğne sayesinde köpürtülen ilaç ile hastalıklı damar doldurulmaktadır. Köpük tedavisi ultrason yardımı ile gerçekleştirilmektedir ve olduköça güvenilirdir. 

Köpük tedavisinin birden fazla uygulama alanı bulunmaktadır. Safen toplardamarının yetmezliği durumunda köpük tedavisi tek başına fayda sağlamayamayabilmektedir. Bu nedenle damarın cerrahi yöntem ile bağlanıp alt kısma kan akışının engellenmesi sonrasında köpük skleroteapisi uygulanabilmektedir. Cerrahi yöntemin de uygulandığı bu tedavi sürecinde ameliyatsız varis tedavisi de uygulanabilmektedir. Yetmezlikli damarın üst kısmı lazer ile kapatılmakta alt kısmına köpük tedavisi uygulanabilmektedir.

Varislerin Köpük ile Tedavisi

Köpük tedavisi; köpürtülmüş ilacın  damar içerisine doprudan verilmesi işlemidir. Bu tedavi yöntemi ile büyük varisler, kılcal damar varisleri ve retiküler varislerin tedavisi mümkündür. 

Uygulama öncesinde varisin konumunun ve türünün belirlenmesi amacı ile hasta ayakta ike renkli Doppler ultrasonografi incelemesi gerçekleştirilmektedir. Böylece köpük tedavisinde uygulama alanları da nitelikli bir şekilde belirlenmiş olmaktadır. 

Sonrası

Köpük tedavisi sonrasında hastanın yarım saat kadar yürümesi istenmektedir. Bu bağlamda hasta köpük tedavisi sonrasında günlük yaşam konforuna devam edebilmekte herhangi bir hareket kısıtlılığı yaşanmamaktadır. Tedavi sonrasında uygulanan sargı birkaç gün sonra çıkarılmakta ve hastaya varis çorabı kullanması önerilmektedir.

Avantajları

  • Diğer yöntemlere oranla oldukça konforludur.
  • Anestezi uygulamasına ihtiyaç duyulmamaktadır.
  • Varisin tamamen iyileşmesi biraz zaman alabilmektedir ancak uygulama sonrasında iyileşme süreci hemen başlar. 
  • Herhangi bir kesi işlemine ihtiyaç duyulmamaktadır. 
  • Cerrahi tedavi yöntemine oranla çok daha az morluk ve şişme problemleri yaşanmaktadır. 
  • Hastanede kalmak gerekmemektedir. 

Yan Etkileri

Her cerrahi uygulama sonrasında birtakım yan etkiler ve risk faktörleri bulunabilmektedir. Köpük tedavisi sürecinde yaşanabilecek yan etkiler de aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir; 

  • Yetmezlikli damarda pıhtı oluşması; bu problemin tedavisi oldukça konforludur. 
  • Derin damarlarda pıhtı oluşumu (bkz. DVT), Nadiren ilacın ana damarlara ilerleyip orada beklemesi sonucu oluşmaktadır. Bu problemin oluşmaması için hastanın hemen yürümesi istenmektedir.
  • Enjeksiyon işleminde ilacın damar dışına kaçması sebebi ile deride renk değişikliği oluşması
  • Nadir görülen bir yan etki olarak;  deride yara, morarma, alerji ve ağrı hissi açığa çıkabilmektedir.